top of page

TSMD 14. Dönem Mimarlık Ödülleri (2018-2020)

TürkSMD 14. Mimarlık Ödülleri Töreni, mimarlık ve yapı sektörünün paydaşlarının geniş katılımıyla 5 Ekim 2021 tarihinde Ankara TSMD Mimarlık Merkezi’nde düzenlendi.


TürkSMD 14’üncü Mimarlık Ödülleri sahipleri şöyle sıralandı:


Büyük Ödül: Semra - Özcan Uygur (Uygur Mimarlık) Yapı Ödülleri İyziPark projesiyle Ahmet Alataş (Ahmet Alataş Mimarlık) Troya Müzesi projesiyle Ömer Selçuk Baz (Yalın Mimarlık) Beylikdüzü Fatma Ana Cemevi ve Kültür Merkezi projesiyle 9016 Mimarlık Basın Yayın Ödülleri Arketon Yayıncılık Mimarizm Şehir Hepimizin Serisi ile Medyascope Mimarlığa Katkı Ödülleri Gülru Necipoğlu Jale Erzen İhsan Bilgin Jüri Özel Ödülü Aslı Özbay

BÜYÜK ÖDÜL: Uygur Mimarlık 1986 yılında, Semra Uygur ve Özcan Uygur tarafından Ankara’da kurulan Uygur Mimarlık yaklaşık 35 yıllık süreçte 70’den fazla kentsel ve mimari yarışmaya katılmıştır. Bu süreç içinde mimarlığı salt bir ticari hizmet sektöründen öte yaşama değer katan bir meslek olarak yorumlamış, büyük ofis ve tekel olma dayatmalarına karşı onurlu duruşlarını mesleğin saygınlığını artırmak ve itibarını korumak adına tutarlılıkla sürdürmüşlerdir. Yine bir yarışma sonucu ortaya çıkan ve 2020 yılında tamamlanmakta olan CSO Konser salonu, ölçeği, yapım teknolojileri, kentsel değerleri ile 28 yıl süren büyük bir mücadele sonucu kararlılıkla en ince detaylarına kadar araştırılmış ve başarıyla tasarlanmıştır. “İstanbul’da 44 Okul” bina serisi depreme dayanıklılık ve eğitim yapıları reformunu bir arada ele alarak, ve kamusal tip projelerini eleştirel biçimde dönüştürerek mimarın rolünü tekrardan tanımlamıştır. Tasarladıkları müze, okul ve kampüs gibi kamusal ve eğitim binalarında mimari üsluplarını ayrıştırıcı çizgilerle ortaya koymuş ve Ankara’ya eşine az rastlanır yapılar hediye etmişlerdir. Sadece işvereni değil yapıdan dolaylı olarak etkilenen herkesin düşünülmesini öne çıkaran pratikleri, ve sadece meslek üstadı olarak değil girdikleri her ortamda eğitici, paylaşımcı, yol gösterici, ulaşılabilir ve kadın-erkek eşitliğini vurgulayan kimlikleri tüm jürinin takdirini toplamıştır. Türkiye’nin ve mimarlık ortamının hukuksal, ekonomik, politik, organizasyon zorlukları ve çalkalanışları içindeki zor ve kazanılmış mücadeleleri, taviz vermeyen özverili çalışmaları ve prensipli duruşları nedeniyle Uygur Mimarlık “Büyük Ödüle” layık görülmüştür. YAPI ÖDÜLLERİ: İyzipark / Ahmet Alataş Workshop (AAW) 6000m2 ilk bir alanda birbirleri ile ilişkili 4 ayrı binanın mimari kararlarının yanısıra, iç mimari ve peyzaj tasarımlarının da en ince detaylarına kadar bizzat mimar tarafından sahiplenilmesi ile tasarım bütünlüğü her ölçekte korunmuştur. İklimlendirme ve havalandırma sisteminde enerji maliyetini düşürecek ısı geri kazanım cihazlarının yerleştirilmisi sayesinde güneş ışığı verimli bir şekilde kullanılmaktadır. Bir işyeri yapısının, kullanıcıların çalışma mekanlarındaki yaşam kalitesini önemseyen ve onlara sakin bir dış bahçe de sunan bir kampüs olarak yorumlanması jüri tarafından olumlu karşılanmıştır. Bina genleştirilmiş saç ile hem saydamlık/hem kapalılık karmaşa ve çelişkisini başarı ile bir dile çevirmiştir. Çelik ve cam ağırlıklı tasarımıyla Türkiye’deki yapı endüstri seviyesine katkı sağlaması, ve taşıyıcı sistemden iç ve dış mekan mobilya detaylarına kadar aynı titizlik ve mimari dil ile tasarlanması, mimarının mesleki icraatına örnek teşkil edecek nitelikte bulunmuş ve İyzipark “Yapı Ödülüne” layık görülmüştür. Troya Müzesi / Ömer Selçuk Baz - Yalın Mimarlık Dünyanın en tanınmış arkeolojik alanlarından biri olan ve UNESCO dünya mirasları listesinde yer alan Troya’da, ulusal bir yarışma sonucu elde edilen kamusal bir projenin yine kamu aracılığıyla yapılırkenki tüm karmaşık ve zorlayıcı bürokratik süreçlerin başarılı yönetimi sonucunda yerli ve yabancı ziyaretçiler için görülmesi gereken bir bina ortaya çıkmıştır. Paslanmaz çelik kaplamalarıyla elde edilen görünümü antik kentin yanındaki arazisinde ‘kazı alanından çıkarılmış eser’ hissi yaratan güçlü bir imge yaratmaktadır. Yalın kütle ifadesi, girişindeki rampa ile yerin altına çekilen ve derinlere indikçe ziyaretçiyi arkeolojik bulgu ile karşılaştıran plan kurgusu, ziyaretçinin zengin bir deneyim yaşamasına yardımcı olan sirkülasyon tasarımı jüri tarafından takdirle karşılanmış ve Troya Müzesi “Yapı Ödülüne” layık görülmüştür. Beylikdüzü Fatma Ana Cemevi ve Kültür Merkezi / 9016 Mimarlık Yıllarca ötelenmiş Alevi ibadet ve kültürel etkinliklerinin şehir ölçeğinde görünür kılınması ilk defa mimari yarışma yolu ile elde edilen bir bina ile sağlanmıştır. Yarışmaya katılan 150 proje içinden seçilen genç bir mimarlık ofisinin süreci sonuna kadar takip etmesi sonucunda ortaya farklı malzeme seçimini yansıtan yapı tekniği ve detayları ile olgunlaşan bir ürün ortaya çıkmıştır. İç ve dış mekan zenginliği, ibadet ve sosyal-kültürel etkinlik işlevlerini özerk ama birbiri ile bağlantılı konumlandıran farklı kütleleri, tasarımın arazi kotları ile kurduğu ilişki, ve işlevini simgeleştirirken tarihi formlardan değil, yalın ve mütevazi bir tasarım dilinden yararlanarak inanç ve çağdaşlık bağlamında güçlü bir örnek olması jüri tarafından takdirle karşılanmış ve Beylikdüzü Fatma Ana Cemevi ve Kültür Merkezi “Yapı Ödülüne” değer bulunmuştur. BASIN / YAYIN ÖDÜLLERİ: Arketon Yayınları Arketon Yayınları farklı konularda nitelikli kitaplarla mimarlık yazınına katkı sağlamaktadır. Bir yayınevinin kendi çizgisini mimari kitaplar üzerinden şekillendirmesi ve buna kurumsal bir kimlik kazandırması ender bulunan bir durumdur. Türkiye’li yazarlarla dünya klasiklerinin çevirisi arasında bir denge kurarak oluşan yayın listesi, Adolf Loos, Atilla Yücel, Aykut Köksal, Cengiz Can, Steen Eiler Rasmussen, Alberto Sartoris, Paul Scheerbart, Camillo Sitte gibi yazarları Türkiye mimarlık yayın birikimine katmaktadır. Basılı ve uzun yayınların giderek az rağbet gördüğü bir dönemde, kitapların nitelikli içerik ve düşünce yaratmadaki önemine dikkat çeken kararlı ve cesur bireysel ve kurumsal çaba jürinin takdirini toplamış ve Arketon Yayınları “Basın Yayın Ödülüne” layık görülmüştür. Mimarizm Mimarizm websitesi bir mimarlık ve tasarım platformu olarak, mimarların etkinliklere, yarışmalara, ve haberlere ulaşmasında güvenilir bir kaynak olmuştur. Proje bilgileri, eleştiri yazıları, buluşma mekanları tanıtımları ile mimarlar arasında hem mesleki hem sosyal ilişkileri oluşturmada önemli bir bağlayıcı görevi görmektedir. “Çat Kapı” röpörtajları ve “İlk Yapı” gibi serilerle mesleğe adım atan ofislere ses vermesi jüri tarafından takdirle karşılanmış, kararlı, güncellenmiş, dinamik ve farklı fikir ve kimlikleri buluşturan içeriği ile mimarlık söylemine ve haberciliğine katkısı nedeniyle Mimarizm “Basın Yayın Ödülüne” layık görülmüştür. Şehir Hepimizin - Medyascope Dijital video yayıncılığı yapan Medyascope’da bulunan Şehir Hepimizin serisi, güncel şehir sorunlarına eğilen 200’ün üstünde araştırmacı program hazırlamıştır. Kentsel dönüşüm, deprem, salgın, kültürel mirasın yönetimi, ekolojik yıkım, plansızlık, dev projelerin yıpratıcı etkisi, yeşil ve kentsel mekanların erimesi gibi mimarlığın suç ortağı ya da iyileştirici olabildiği güncel konularda hem mimarları hem kamuoyunu bilgilendirmekte, icraatleri ve fikirleri tartışmaya açmaktadır. Eleştiri ve muhalefet boşluğunu dolduran bir yapım olarak önemi, yetkin ve uzman görüşüne değer veren yayın politikası, konuklarla söyleşilerin bir kişi tarafından değil ekipteki konunun ehli farklı bireyler tarafından hazırlanması takdirle karşılanmış ve Şehir Hepimizin “Basın Yayın Ödülüne” layık görülmüştür. MİMARLIĞA KATKI ÖDÜLLERİ: Gülru Necipoğlu Gülru Necipoğlu Topkapı Sarayı, Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleri üzerine en güvenilir ve kapsamlı kitapların yazarı olarak dünya literatürüne geçmiş Türkiye zeminli en önemli sanat ve mimarlık tarihçisidir. Osmanlı, Safevi ve Moğol imparatorluklarının içiçe geçmiş tarihleri, Bizans ve Avrupa Rönesansı ilişkileri üzerine benzersiz yayınları vardır. Yıllardır genel yayın yönetmenliğini yapmakta olduğu, konusunda dünya çapında en güvenilir bilimsel dergi olan Muqarnas, ve editörlüğünü üstlendiği antoloji ve ansiklöpedilerle bilim dünyasına sayısız katkı vermiştir. Harvard Üniversitesinde yetiştirdiği doktora öğrencileri ile Anadolu, Batı Asya ve Orta Asya’yı da kapsayan büyük ama akademik bilgi açısından marjinalleştirilmiş coğrafyalar hakkında sanat ve mimarlık tarihi çalışmalarının gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamıştır. Polemikten ve kısa süreli salınımlardan uzak, yetkin, liyakatli, üretken, saygıdeğer bilimkadını ve öğretici kimliği jüri tarafından takdirle karşılanmş, ve Gülru Necipoğlu “Mimarlığa Katkı Ödülüne” layık görülmüştür. Jale Erzen Jale Erzen, birbiriyle yakından ilişkili sanat-mimarlık alanlarında sadece sanatçı olarak değil, araştırmacı, akademisyen, yazar, vakıf ve dernek kuruculuğu görevleri ile pek çok farklı ve benzersiz katkıda bulunmuştur. Akademisyen olarak mimarlık öğrencilerinin eğitiminde sanat-mimarlık arayüzünü sanatçı gözüyle geliştirmiş; öğrencilerine yaşam, felsefe, etik, estetik ve prensipli meslek duruşu konularında en çok ilham veren kişilerin başında gelmiştir. Mimar Sinan ve Louis Kahn gibi mimarlar üzerine incelemelerini, doğa, şehir ve sanatı ilgilendiren farklı konularda denemelerini, resim, fotoğraf ve çizimlerini kitaplaştırmıştır. Uluslararası Estetik Kurumu’ndaki üst düzey faaliyetleri ile Türkiye ve dünya sanatı arasında köprü olmuştur. Mimarlık mesleğine, hem literatür, hem eğitim, hem yayın alanlarındaki çok değerli katkılarından dolayı “Mimarlığa Katkı Ödülü” Jale Erzen’e verilmiştir. İhsan Bilgin İhsan Bilgin, Yıldız Teknik Üniversitesi ve sonrasında kurucusu olduğu Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümünde onyıllar boyunca mimarlık öğrencilerini yetiştirmiş ve eğitim müfredatlarını şekillendirmiştir. Endüstrileşen Avrupa ve Türkiye’de konut tarihi üzerine yaptığı araştırmalar en önemli başvuru kaynakları olagelmiş, bu araştırmalar sonucunda mimarlık, şehircilik ve siyaset ilişkilerini çözümleyen görüşleri mimarların parçası oldukları sosyo-ekonomik dünyayı anlamalarında yol gösterici olmuştur. Eğitmen ve yazar kimliği dışında mimar olarak tasarladığı yapılar yalın ve mütavazi dilleri ile mimarlık literatüründe önemli yer edinmiştir. Türkiye mimarlık eğitim ve yayın dünyasının vazgeçilmez bir düayeni, fikri herdaim merak edilen bir düşünür olması, ve özverili, mücadeleden vazgeçmeyen, prensipli duruşu jürinin takdirini toplamış ve İhsan Bilgin “Mimarlığa Katkı Ödülüne” değer bulunmuştur. JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ: Aslı Özbay Aslı Özbay Mimarlar Odası’ndan Şevki Vanlı Vakfı’na, mimari ve koruma pratiğinden konferans ve televizyon dizilerine, yaptığı her işe ve katıldığı her etkinliğe, bilgisi, kişiliği ve çalışkanlığı ile olağanüstü katkı sağlamış ve etki yapmıştır. Son dönemde Kapadokya Bölgesi’ndeki kapsamlı çalışmaları sadece mimarlık değil, çevresel, kültürel, uluslararası ilişkiler ve toplumsal yönleriyle dünya literatürüne girmektedir. Bu bölgede yaptığı koruma ve master planları ile turizm bölgelerinin dışında kalan civar köylerdeki kültürel mirasın korunmasına önayak olmuş, yatırımcı değil korumacı turizm için girişimlerde bulunmuştur. Profesyonelleştiği restorasyon alanında kusursuz, titiz, yaratıcı ve bilgi dolu çalışmaları ile bu alana yeni bir soluk katmıştır. Kapadokya’nın hem ulusal hem uluslararası bilinilirliği için pek çok konferans, gezi, söyleşi düzenlemekte, mimarlığın ve korumacı yaklaşımların itibarını arttırmaktadır. Yeraltında kalmış Bizans dönemine ait kayalara oyulmuş mekanların ortaya çıkarılmasını, araştırılmasını, korunmasını ve yeniden işlevlendirilmesini sağlamak yoluyla Mübadele’nin jeopolitik, sosyal ve kültürel mirasıyla yüzleşmede mimarlığın rolünü göstermekte, ve ortak kültürel miras üzerine yaptığı etkinliklerle dünya barışına katkı sağlamaktadır. Restorasyon sırasında yeni taş ustalarının yetiştirilmesine ve probem-çözümüne katılmalarına önayak olarak kaybolmakta olan bir zanaatin sürdürülebilirliğini ve katılımcılığı desteklemektedir. Bölgedeki kadın gücünü örgütleyerek kadınlarının emek, bilgi ve kültür yaşamına kendi kimlikleri ile katkı sağlamalarına zemin yaratan oluşumlar kurgulamış ve gerçekleştirmiştir. Üniversitelerde yapılan bilimsel çalışmaları pratiğine yansıtan ve kendi pratiğini bilimsel çalışmalara açan yaklaşımıyla akademisyenlerin takdirini toplamıştır. Tüm bunları layikiyle gerçekleştirmek için yaşadığı şehri değiştirecek kadar kararlı ve adanmış olması, mimarın rolünü yapı yapmanın çok ötesinde yeniden tanımlaması açısından Aslı Özbay gelecek kuşaklara bir rol modeli olarak görülmüş ve “Jüri Özel Ödülüne” layık bulunmuştur.

Comentarios


bottom of page